Zaten suyun içinde hidrojen yok mu? Sonuçta su H₂O değil mi?

Evet, su molekülü iki hidrojen atomu içerir, ancak bu hidrojenler oksijen atomuna kimyasal olarak bağlıdır. Bu durum, sadece birbirine bağlı iki hidrojen atomundan oluşan hidrojen gazı molekülü (H₂) ile tamamen farklıdır.

Bunu şöyle örnekleyebiliriz:
Hayatta kalmak için oksijen gazına (O₂) ihtiyaç duyarız. Peki o zaman neden su içerek oksijen ihtiyacımızı karşılayamıyoruz? Çünkü suyun içindeki oksijen, hidrojenle kimyasal olarak bağ yapmıştır ve bu nedenle vücut tarafından “serbest oksijen” olarak kullanılamaz.
Aynı şekilde, hidrojen gazının (H₂) terapötik fayda sağlayabilmesi için, suya çözünmüş ve serbest hâlde bulunması gerekir — başka atomlarla bağ kurmamış olması gerekir.

Bu durum aynı zamanda şunu da açıklar:
Neden su yanmaz ya da patlayıcı değildir?
Çünkü su, yanıcı olan hidrojen gazını ve yanma için gerekli olan oksijen gazını içerse de, bu iki element su molekülünde bağlı ve kararlı bir yapı hâlindedir. Bu nedenle su, yanıcı değil aksine yangın söndürmek için kullanılan bir maddedir.

Ayrıca şunu da unutmamak gerekir:
Neredeyse tüm maddelerin yapısında hidrojen atomları bulunur. Ancak bu hidrojenler, karbon, oksijen gibi diğer atomlara kimyasal olarak bağlıdır.
Örneğin, su molekülünde iki hidrojen atomu oksijene bağlıdır.
Ya da glikoz gibi bir şeker molekülü 12 hidrojen içerir ama bunların hepsi karbon ve oksijen atomlarıyla bağlıdır.

Oysa hidrojen suyunda, bilimsel olarak faydalı olduğu gösterilen hidrojen, çözünmüş ve serbest formda, yani iki hidrojen atomundan oluşan moleküler hidrojen (H₂) şeklindedir.